Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

27 Şubat 2012 Pazartesi

Fight Club (1999)


Uçaklara neden oksijen maskesi konulduğunu biliyor musun? Çünkü oksijen kafa yapar ve birden bire bütün vücudun rahatlayıp gevşer, acil durumda panik halde derin nefesler alırsın. Buradan belli oluyor saatte bin kilometre hızla suya acil iniş ama hiç panik yok, hindu inekleri kadar sakinler.
Sahip olduğun her şeyi kaybetmeden asla özgür olamazsın.
” Bizim neslimiz Büyük Depresyon’u ya da Büyük Savaş’ı yaşamadı. Bizim savaşımız ruhsal bir savaş. Bizim depresyonumuz kendi hayatlarımız.”
” Biz televizyon izleyerek, milyonerler, sinema tanrıları, rock yıldızları olacağımıza inanarak büyüdük, ama olmayacağız. Simdi bunu anlamaya başlıyoruz. ”
Tüm umudunuzu kaybetmek özgürlüktür.
“Sen gerçek değilsin, o silah senin elinde değil aslında benim elimde”
Dişlerinin arasında bir silahın namlusu varsa, yalnızca sesli harfleri söyleyebilirsin.
Babalarımız bizim için tanrı modeliydi.. Eğer babalarımız bizi terkettiyse tanrı nasıl biri?
Mona Lisa bile dağılıyor..
Uykusuzken hiç bir şey gerçek görünmüyor. Sanki her şey uzakta. Her şey suretin, suretinin sureti…
Damağındaki o küçük çizik, dilinle oynamasan hemen geçer ama duramıyorsun. Oynuyorsun.
Asla hayal edilemeyecek en korkunç şeylerin bazıları en iyi niyetlerle yapılmıştır.
Kendini geliştirmek mastürbasyondur, kendini yok etmek ise asıl soruların cevabı.
Dinleyin Sürüngenler! Sizler özel değilsiniz, sizler güzel ya da eşi benzeri olmayan kar tanesi de değilsiniz, sizler işiniz değilsiniz, sizler paranız kadar değilsiniz, bindiğiniz araba değilsiniz, kredi kartlarınızın limiti değilsiniz, sizler iç çamaşırı değilsiniz, sizler herkes gibi çürüyen birer organik maddesiniz! Bizler bu dünyanın şarkı söyleyip dans eden pislikleriyiz! Hepimiz aynı pisliğin lacivertleriyiz!
İnsan uykusuzluk çekerken aslında hiç uyuyamıyor ve uyanık duramıyor.
Spor salonlarında ter atıp Calvin Klein in tanımladığı olanlara acıyorum. Bir erkek böylemi görünüyor.
Biz kadınlar tarafından büyütülmüş bir erkek nesliyiz. Başka bir kadının aradığımız şey olduğunu sanmıyorum.
Ben Jack’in dışlanmışlık hissedeniyim.
İnsan sevdiğini öldürür diye bir söz vardır ya. Aslında bakın, insanı öldüren hep sevdiğidir.
Başıma bir silah daya ve duvarları beynimle boya.

P.S. I Love You (2007)



Bazen hoşçakal demen gereken zamanlar vardır. Acıtmasına rağmen denemeyi öğrenmelisin. Biliyorum, gitmene izin vermeliyim. Ama biliyorum ki nereye gidersen git asla uzakta olmayacaksın.. Çünkü parlak bir yıldızın ışığı gibisin. Yaşamımda parlamaya devam edeceksin… Hiçbir mesafe bizi ayrı tutamaz. Sen benim kalbimde olduğun sürece bu gözlerden hiçbir gözyaşı düşmeyecek.. Çünkü aşkın gerçek sevgisi asla ölmez.. Sonsuza dek canlı kalır… Zaman sahip olduklarımızı alamaz… Birlikte olduğumuz zamanları hatırlayacağım. Zamanımızın bittiğini düşünebilirsin.. Ama sen hala benimsin… Not: Seni Seviyorum
Holly: Sevgili Gerry;
Yeniden aşık olmamı istediğini söylemiştin. Belki bir gün olacağım ama hayatta öyle çeşitli sevgi türleri var ki! Bu benim tek hayatım ve bu, öylesine müthiş, öylesine feci, öylesine kısa ve sonsuz bir şey ki! Üstelik hiç birimizin ondan canlı çıkma şansı yok! Herhangi bir plan yapmış değilim.. Ancak, artık annemin de yüzünün gülmesinin zamanı geldi. Dünyayı hiç görmemişti, tabii İrlanda’yı da.. O yüzden onu, seninle başladığımız yere götürüyorum. Belki şimdi daha iyi anlar. Nasıl yaptın bilmiyorum ama beni ölüler diyarından döndürdün. Yakında yine yazarım.
Not: Seni Seviyorum
”Paramız yok diye beni bir hata olarak görme tamam mı ?
Çünkü bu sonsuza dek sürecek.
Hala her sabah uyandığımda istediğim ilk ve tek şey yüzünü görmek oluyor..”
‘Ben senin hayatının bir bölümünde yer aldım, ama sen benim hayatımın tamamıydın Holly.”
Delirmek için zengin olmak lazım.Aklını kaçırmak orta sınıf için lüks bir şeydir..
” Eğer hepimiz yanlızsak aynı zamanda hep beraberiz de.. “
“Zaman sahip olduklarımızı alamaz. Aşkın gerçek sevgisi asla ölmez, sonsuza dek canlı kalır.”

Aşk Tesadüfleri Sever (2010)


“Bazen ilk görüşte bilirsin, o insan senin kaderindir. Bazen bir ömür ararsın, bulunmaz..”
Bir çerçeve gibidir hayat. Bazen dışına çıkamayacağın anlar olur;ama önemli olan çerçeveye koyduğumuz resimdir.
“Bize senin için çok önemli olan kaybettiğin bir şeyi tek kelimeyle söyle.”
“İstanbul başkasının çocuğu gibidir. Gülünce seversin, ağlayınca bırakıp kaçmak istersin…”
”Bana gelmeyişin, bana çok benzediğin içindir.”
Aşk tesadüfleri sever
Kader ayrılıkları
Yıllar geçmeyi sever
İnsan aramayı
Güller açmayı sever
Zaman soldurmayı
Eller birleşmeyi sever
Yollar ayrılmayı
Herkes geçmişi öder
Bir yol ayrımında
Başlamak istersen
Yeni bir hayata
Gölgeni yedek
Bırak ardında
Hayat tekrarları sever
Yeniden başlamayı
Kuşlar dalları sever
Kanatlarsa uçmayı.

Kaybedenler Kulübü (2010)


Zincirlerimizden başka kaybedecek bir şeyimiz yok.
Bazen büyük farklılıklar insanları birbirine daha da yakınlaştırır.
İyi geceler Sayın dinleyen; sizinle yatmış mıydık?
+ Adın neydi senin?
- Göt!
- Geçen cumaya gittim.
+ Ne zaman?
- Salı. Ben hep salıları giderim, daha sakin olur..
İnsanın yer yüzünde kendisine en uzak olduğu nokta, kendi sırtıdır aslında.
Ölümün olduğu yerde daha ciddi ne olabilir ki ?
“Kaybedenlik bir durum, seçim. Yalnızca oturmak ve seyretmek, beklemeyi bilmek. Bunun içinde Heidegger de var, Camus de, Sartre da, Nietzsche de… Bir nevi eylemsizlik, tamamıyla bir bakış açısı; bir şeyi kaybetmekten değil. Dinginlik hali, sakinleşmeyle örtüştüğünü söylemek mümkün. Vazgeçişin tersi çünkü bir kaybeden intihar etmez, ulaşacağı, değer verdiği bir şey yoktur. Değerli olan her şey değer verdiğimiz kadar var. Bir bilgelik arayışı…”
Bunca insan yalnızken neden bunca insan yalnız. Madem hepimiz yatıyoruz neden yalnız yatalım?
Hiç aradığın şeyi bulduğunda, bulduğun şeyin aradığın şey olup olmadığına dönüp baktın mı ?
” Kadınlar, seni sen yapan özelliklerine aşık olurlar, sonra da o özellikleri senden almaya çalışırlar.”
Yalnızlıkla öyle güzel dalga geçiyordunuz ki; sonraki akşamınınkini de dinleyeyim ondan sonra yaparım, dedim. Farkında olmadan baktım ki, sürekli sizin programı bekler oldum. Beklerken de bir baktım ölmeyi unutmuşum.
İnanın burda sizlerle beraber sabah kadar kalıp program yapmak isterdik ama kabul edersinizki bizim de bir sex hayatımız var.
- Nasılsın?
+ Standart.
- Üff eski sevgilimi hatırladım ya.
+ Hangisini?
- Ya,işte onu hatırlayamadım.
+ Yıl 1917 falan viyanadayız.
- Işte bizim Karl var
+ Kral mı?
- Karl!
+ Kral diyoruz işte biz ona, Sakallı işte.
Cevabı olmayan herhangi bir şeyin sorusu da olmaz zaten sayın dinleyen. Sorular sadece cevabı duymak isteğiyle var olurlar.
Aşık olmak anlık bir şey. birden herşeyin çok parlak göründüğü, birden en pastel renklerin bile ısınmaya başladığı, birden tüm yemeklerin çok daha daha lezzetli olduğu bir an bu. İnsan karar vererek aşık olmaz, sadece bir bakar, olmuş.
“İlk açılış; la pompa, il pompino, le pompier!”
“Bazı insanlar aile kurmayı öğrenirler. Yani buna değer verirler. Bazıları ise başka bir takım şeylere, değer verirler. Onlara değer verirken niye değer verdiğini düşünmez birey, toplum içinde erimiş olan birey. Toplum koleje girmeyi bir değer olarak sunduğu için artık o kişiliğini yoksayma halidir. Koleje girmek için yarışır, üniversiteye girmek için yarışır, iyi bi işe girmek için yarışır, güzel bi kadınla evlenmek için yarışır. Devamlı bir yarış ve kazanma zorunluluğu.”
-Yaşlı bir Kızılderili ne kadar yanılabilir?
+Bazen yanılabilir.
- Bazen susar.
+ Bazen konuşmak ister.
- Bazen dinlemek ister.
+ Bazen yalnız kalmak ister.
- Bazen arkadaş ister.
+ Bazen gitmek ister.
- Gider bazen.
+ Bazen gidemez.
- Bazen hiç gidememekten korkar.
+ Bazıları sonsuz neşeye dolar.
- Bazıları sonsuz geceye.
+ Bazen ölürsün.
- Bazen ölemezsin.
- Bazen bütün koşullar uygunken bile ölemezsin.
+ Bazen kendinden uzaklaşmak ister insan.
- Bazen gidersin, sırf dönebilmek için.
+ Bazen ağlarsın bayağı.
- Bazen ağlayamıyorsun bayağı bayağı.
+ Bazen içiyorsun, bazen çok ama çok fazla içmek istiyorsun da …bazen sen zaten içmeye gidiyorsun.
- Bazen Acıbadem’den bir taksiye biniyorsun, Kadıköy diyorsun.
+ Bazen yüzüne bile bakmıyor.
+ Bazen bir kadın geliyor oturuyor karşına… ve ağlıyor.
- Kadınlar hep ağlıyor.
+ Bazen bir kadın sana… “En çok korktuğum şey, bir kadının göz yaşıdır” diyor, kendi adına.
- “Eğer çok sevdiysem” diyor… “Eğer çok sevdiysem…”
+ Oysa bilmiyor ki, sevmek de bir… An’a ait.
- Her şeyin başı su.
+ Felsefenin de.
Yol zamanın bir fonksiyonu değildir. Hız, yolun zamana bölünmüş halidir. İvme ve sürtünme katsayısı bizi ilgilendirmez. Yolda olmak bir hıza sahip olmayı gerektirir, aksi durum yolda durmaktır, durmak sıkıcıdır. Yolda durmak yolda olmak anlamına gelmez, yolda durmak yolda durmak anlamına gelir. Yolun bittiği yerde durulmaz. Ya önce durulur ya durulmaz. Bazen yolun kenarından renksiz duru sular akar. O sularda balık da vardır, yolun yardığı tepelerin biri yeşil toprak diğeri bej olabilir. Su aktığı yerin rengine bürünmez ama sana öyle gelebilir. Ayrıca yol bitmez; o labirentin duvarıdır…
+Ne dedi Orhan Veli ?
-Ne dedi ?
+Ne bilim bunla ilgili birşeylerde demiştir.
+Siz nasıl bir program yaptığınızı düşünüyorsunuz !
-Dostum biz prensip olarak düşünmüyoruz .
Bana kalırsa hayat;yanlış zamanda yanlış yerde olmaktan oluşur.

Death Race (2008)


- Sen neden içerdesin ?
+ Polis öldürdüğümü söylediler..
-Kötü polis miydi ?
+ İyi polisti. Kocalığı kötüydü.

The Sicilian (1987)


Bir ülkede namuslu insanlar en az namussuzlar kadar cesur olmadıkça o devlet için kurtuluş yoktur.